20 yılı aşan yazı hayatımda en zor yazımı yazmaya çalışıyorum.

Hayatımın en güzel günleri olan çocukluğum ve gençliğimi birlikte geçirdiğim değerli kardeşim İrfan Önal’ı kaybetmenin üzüntüsü ile en zor yazım.

Hele bu kadar çok beraber olduğun kardeş gibi büyüdüğün bir insanı kaybetmenin yanında cenazesini mezara götürürken tabutuna omuz verememe’nin üzüntüsü ile en zor yazım.

Kısaca İrfan Önal kimdir?

1949 yılı Bahar aylarında Örteğiz (Yenikışla) köyünde doğmuştur. Ama Karacaören köyü nüfusuna kayıtlıdır. 1963 yılında ilkokulu bitirir ve Finike Ortaokuluna gider. O zaman Kumluca da ortaokul yoktur. 1965-1966 ders döneminde Ortaokul ikinci sınıfta iken Kumlucaya Ortaokul açılır ve okulda bir ve ikinci sınıf açılır ve Kumluca Ortaokulunun ilk ikinci sınıf öğrencilerindendir.

Liseyi de Antalya Gündüzlü Ticaret lisesinin ilk öğrencisi ve ilk mezunu olarak okur. Daha sonrada askerlik ten sonra 1976 yılı 1 Mart tarihinde Kaş Orman işletmesi Sütleğen Bölge şefliğinde Katip-Mutemet olarak işe başlar ve çeşitli görevlerden sonra Kumluca Orman işletme Müdürlüğü Muhasebecilik görevinden emekli olur.

Bu arada memur olarak çalışırken uhdesinde kalan üniversite hayalini gerçekleştirir ve üniversiteyi bitirir.

2016 yılı şubatında eşini, kalp krizi sonucu kaybeder. 1978 doğumlu Hülya ve 1980 doğumlu iki çocuğu vardır. Kızı Hülya Adalet Bakanlığında Bakırköy Ticaret Mahkemesi Hakim, oğlu Özgürde Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesinde öğretim üyesi olarak çalışmaktadır.

Son olarak oğlu Özgürün yanında Isparta da yaşıyordu. Corona olayı çıkınca tanıdıklarımda bu işe en çok dikkat eden kişiydi. Kesin olarak dışarı çıkmıyordu.

Bu kadar titiz davranmasına rağmen corona belası onu da yakaladı. Haftada en az bir kere arardı veya ben arardım. Aramayınca 26.10.2020 pazartesi günü aradım kendisini. Corona testinin pozitif çıktığını ve tedaviye evde devam edildiğini söyledi.

Kendisi iyi bir Cumhuriyet aşığı idi Çocukluğundan beri onun en heyecanlı günleri Cumhuriyet bayramları olurdu. Facebook’ta 29.10.2020 Perşembe günü bir mesajını gördüm.

Mesaj aynen şöyle idi;

“Mensubu olmakla gurur duyduğum Orman teşkilatında çalışan ve taşrada birlikte olduğumuz arkadaşlarım ve diğer dostlarım 28 ekim 2020 günü Süleyman Demirel Üniversitesi COVID19 nedeniyle yatışım yapıldı ve bu sabah Cumhuriyetimizin ilanı ile ilgili törenlere katılamıyorum. Hiç olmazsa hastalığımın ilanını bugün yaparak teselli bulmak istiyorum. Cumhuriyet bayramımız kutlu olsun. Hayır dualarınıza ihtiyacım var.”

Bu mesajı görünce oğlu özgür’ü aradım. Dün hastaneye yattı şu anda beraberiz dedi. Hasta yatağından bana laf yetiştirmeye çalışıyordu. Özgür onu anlamıyordu ama ben anlıyordum. İşte şimdi onun vasiyetini zorda olsa yerine getirmeye çalışıyorum.

31.10.2020 Cumartesi günü Özgürü tekrar aradığımda yoğun bakıma alındığını öğrendim. Bu corona belası onu bu kadar kısa bir sürede aramızdan aldı götürdü. Salı gecesi saat 2.30 – 3.00 arası.

Ruhun Şad Mekanın cennet olsun kardeşim.

İrfan ile anılarımızı ve İrfan’ı anlatmaya kalksam sayfalar sürer ama bu yazıyı şu anda yazma gücüm bu kadar. Biraz daha yazmaya gücüm yetmiyor.

Ama sonuç olarak Corona ile ilgilide kısa bir bölüm yazayım.

Yetkililer hep 65 yaş üstünün dışarı çıkmamasını istiyorlar. Doğru bir fikir. Ama 65 yaş üstü çıkmıyor ama evdeki diğer yaşayanlar ne olacak.

İşte evden çıkmama konusuna bu kadar titiz olan İrfan Kardeşimin durumu buna açık bir örnektir.

RUHUN ŞAD MEKANIN CENNET OLSUN KARDEŞİM……

Turgut EKEN