Batı Akdeniz Ormancılık Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü'nden Dr. Halil İbrahim Yolcu başkanlığında, aralarında akademisyenlerin de olduğu 7 kişilik ekip tarafından 'Elmalı-Finike Ormanlarında Kurtların (Canis Lupus) Habitat Tercihi ve Üzerlerindeki Baskının Belirlenmesi' başlığıyla Batı Toroslar'daki kurt popülasyonu üzerine 2011 yılında çalışma başlatıldı. Elmalı Çam Kuyular Sedir Araştırma Ormanı ve Çığlıkara Tabiatı Koruma Alanı'nda yürütülen çalışmada, bölgede nesli tükenmekte olan kurt popülasyonu, 5 yıllık çalışma sonucu 10'a yükseldi. 

TÜM TÜRKİYE'DE NESLİ TEHLİKE ALTINDA

Kurtların tüm Türkiye'de nesli tehlike altında olan bir tür olduğunu vurgulayan Dr. Halil İbrahim Yolcu, koruma altındaki kurtlar için Torosların batısında Elmalı bölgesinde 2011'den beri izleme çalışması yaptıklarını söyledi. Hayvanların gelişimini ve alan kullanımı izlediklerini belirten Dr. Yolcu, ne tip baskılar altında olduklarını da tespit etmeye çalıştıklarını söyledi. Kurt-insan çatışmasının ülkemizin birçok bölgesinde olduğu gibi Toroslar'da da yaşandığını kaydeden Dr. Yolcu, evcil hayvanlara saldırıda kurtların tek sorumlu olmadığını belirterek, "Yaban hayvanlarının daralan yaşam alanları ve bu alanlarda insanlarla daha fazla birarada yaşamaları bu sorunları artırdı" dedi. 

DOĞAN YAVRULAR 4 YILDIR YAŞAMADI

Çam Kuyular Sedir Araştırma Ormanı'nda 2011'de iki birey tespit edildiğini anlatan Dr. Yolcu, dünyaya gelen 3 yavrunun aynı yıl 10'uncu ay gibi kaybolduğunu, ölmüş veya öldürülmüş olabileceğini kaydetti. Sonra bu konunun üstüne daha fazla eğildiklerini belirten Dr. Yolcu, "2012'den beri o 2 bireyi izliyoruz. 2011, 2012, 2013 ve 2014'te doğan yavrular yaşamadı. 2015'te 3 bireyi yaşattılar ve 2016'ya 5 birey olarak girdiler. Bu sene dişi kurt 5 yavru daha yaptı. Şu an 10 bireylik iyi bir aile ama bu Türkiye'nin her yerinde böyle değil" dedi. 

ÇIĞLIKARA'DA 12 BİREYLİK AİLE YOK OLDU

Çığlıkara bölgesinde ise 2014'de 12 bireylik bir aile varken 2015'te 4 bireyin görüntülenebildiğini belirten Dr. Halil İbrahim Yolcu, "Birkaç kez de 1 birey görüntülendi. Çığlıkara'da yakalama çalışması da yapılmadığından son durum bilinmiyor. Bizim sahamız avcı ve çobanın girmesinin mümkün olmadığı, tamamen korunan bir alan. Bu sayede hayvanlar neslini devam ettirme şansı buldu. Ama bu tüm Türkiye'de böyle değil" diye konuştu.

YETERLİ BESİN VARSA SÜRÜLERE SALDIRMIYOR

Alanda diğer yırtıcılardan vaşak da bulunduğunu kaydeden Dr. Yolcu, "Ortamda yeterli besin varsa kurtlar sürülere saldırmıyor. Çığlıkara ve Çam Kuyular korunan alanlar ve yeter ölçüde besin kaynağı var. Bu anlamda bölgede hayvancılık yapan çobanlarla konuştuğumuzda ciddi bir kurt zararı bildirilmedi. Hayvanlar, domuz ve son yıllarda hızla artan yılkı atlarıyla beslendikleri için insan ve sürülere pek yanaşmıyor" dedi. 

ÇOBANLARA KÖPEK UYARISI

Burada sürülerin korunmasının da önemli olduğuna dikkat çeken Dr. Yolcu, bölgedeki çobanların da uyarıldığını dile getirdi. Çobanların yeter sayıda ve kaliteli köpekleri olursa kurt zararının minimuma ineceğini belirten Dr. Yolcu, "Kurt yaban hayatında olduğu kadar bitkisel ve hayvansal üretimde de dolaylı faydaları olan bir hayvan. Bölgede özellikle domuzlar üzerinde popülasyonun aşırı artması nedeniyle çok açık bitkisel üretim yapan insanlar domuzdan ciddi sıkıntı çekiyor. Domuz ve yılkılar için popülasyonları dengede tutacak büyük yırtıcılar olması lazım. Bu bölgede piramidin tepesinde de kurt var. Ve biz kurtların neslini tükettiğimiz zaman doğal dengeyi de ciddi sıkıntıya sokmuş olacağız. Bu anlamda kurtlar önemli hayvanlar" diye konuştu. DHA