Yaşamakta olduğumuz şu günlerde Peygamberimiz ve biz diye düşündüm. Yani Peygamberimiz nasıl bir insandı, biz ona layık olabilmek için neler yapıyoruz?
Tabii bu durumları tamamıyla yazmaya kalksam ne bu sayfalar yeter nede benim bilgi düzeyim buna yeter. Ben şöyle bir iki bulabildiği konuyu belirtip, sonunda bizim bazı yaptıklarımızı anlatacağım.
Şöyle ki;
Atatürk bir gün arkadaşlarına sorar.
- dünyanın en büyük insanı kimdir?
- Timur'dur paşam!
- değil.
- Fatih'tir.
- değil.
- Yavuz Sultan Selim.
- değil.
- Alpaslan.
- değil.
- Napolyon.
- İskender.
- değil.
nafile!.. ne derlerse Atatürk "değil" diyordu. dalkavuklardan biri dayanamadı:
- Sizsiniz paşam., dedi.
Atatürk, bu zatı tersledikten sonra, sualinin cevabını kendisi verdi:
- Dünyanın en büyük insanı Hz. Muhammed'dir.
Ölümünden bu yana bin üç yüz sene geçtiği halde, günde beş vakit, cenabı Allah'tan sonra adı söylenen Hz. Muhammed (s.a.v)'dir.
Yine Atatürk’ün Hz. Muhammed ile ilgili iki söylevi.
"Bütün dünyanın Müslümanları Allah'ın son peygamberi Hz. Muhammed'in gösterdiği yolu takip etmeli ve verdiği talimatları tam olarak tatbik etmeli. Tüm Müslümanlar Hz. Muhammed'i örnek almalı ve kendisi gibi hareket etmeli; İslamiyet'in hükümlerini olduğu gibi yerine getirmeli. Zira ancak bu şekilde insanlar kurtulabilir ve kalkınabilirler." (Atatürk, Nedim Senbai, A.Ü. Dil, Tarih, Coğrafya Yay., s. 102, 1979)
Atatürk, 1926 yılında yaptığı bir konuşmada Hazreti Muhammed'in adının unutulmayacağını vurgulayan konuşmasında: ''O, Allah'ın birinci ve en büyük kuludur. O'nun izinden bugün milyonlarca insan yürüyor. Benim, senin adın silinir, fakat sonsuza kadar O, ölümsüzdür'' ifadelerini kullandığına dikkat çekmektedir.
(…/…/1926)
Peki Hz. Muhammedin en büyük özellikleri nelerdi. Bunlardan birkaç başlık şöyle;
- Güvenilir olması
- Sabırlı olması
- Zamanı iyi kullanması
- İştihara yapması
- Davasına bağlılığı
- İnsanlar arasında ayrım yapmaması
- Adaletli oluşu
- Hoşgörüsü
Bu özelliklere sahip bir peygamberin ümmetleri olarak biz ne yapıyoruz.
Bizden olmayanlara idarecilik görevi yok.
Yakınlarımıza daha çok gelir getirici görevler vermek.
Yapmadığımız bir işin ek ücretlerini almak.
Başkalarının hakkını görmemek.
Bir yakını küçük bir ihbar için ifadeye çağrıldı diye ihbar sonuçsuz çıksa bile onun yakınlarına iş vermemek.
Yukarıdaki sözleri söyleyen büyük Atamızı İslam düşmanı olarak tanıtmak.
Gibi bir sürü özelliğimizi sayabiliriz.
Düşünüyorum da biz toplum olarak yaptığımız çoğu harekette böyle çok çok güzel özellikleri olan bir peygamberin ümmeti olmayı hak etmiyoruz.
HOŞÇA KALIN, DOSTCA KALIN, ADALETLE KALIN…..

Turgut EKEN