Sinema, tiyatro veya konsere gittiğinizde içinizin daraldığını, nefes alamadığınızı hissedip hemen oradan kaçarak uzaklaşmak mı istiyorsunuz? Peki, asansöre bindiğinizde nefes alamadığınızı, içinizi yersiz bir korku kaplayıp asansöre binmeyip merdivenleri mi tercih ediyorsunuz? Eğer cevabınız evet ise klostrofobiniz olabilir.

Klostrofobi: kişide; kapalı alanlarda kalma, ya da mekanın çıkışını bulamama korkusu ile oluşan mantık dışı korku ve panik durumu olarak tanımlanabilir.

Peki klostrofobi olan kişiler neler yaşarlar; bu kişiler, kapalı mekanlarda nefes almamaktan, boğulmaktan, panik atak geçirmekten çok fazla korku duyabilir. Bu kişiler bu kaygıları yaşamamak için; sinema, tiyatro, konsere gitmemeyi tercih edebilirler. Diğer yandan yükselen binaların asansör kullanımını yaygınlaştırması bu kişilerin iş hayatlarında kendileri için iyi bir statü getiren iş yerlerini tercih etmemelerine ve yüksek binalardan kaçınma davranışları sergilemesine neden olabilmektedir.

Yaşadıkları korku ve kaygı kişilerin iş hayatlarını sekteye uğratarak iş merkezlerine gitmemelerine neden olabilir. Bu kişiler; sinemaya gitmeme, asansöre binmeme (yüksek katlı bir iş yerinden gelen teklifi reddedebilir), metro, uçak, tren ve otobüs gibi taşıtları kullanmama davranışları sergileyebilirler. Bu durum kişilerin sosyal ve iş yaşamlarını olumsuz etkileyebilmektedir.

Kapalı alanda kalma korkusu Klostrofobinin belirtilerine bakıldığında;

Nefes alamıyormuş gibi hissetme,

Terleme,

Titreme

Uyuma isteği

Boğulacakmış gibi hissetme

Bayılacakmış gibi hissetme

Bulunduğu yerden kaçma isteği

Ağlama krizi

Kalp çarpıntısı

Ölüm korkusu hissedebilir.

Klostrofobinin nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte,klostrofobili bir ebeveyne sahip olmak, genetik, fizyolojik faktörler ve çocukluk dönemi yaşanılan bir travmanın etkisinden söz edilmektedir. Örneğin, çocuklukta cezalandırılma olarak ya da farklı bir nedenle kapalı bir alanda bırakılmak bu durum içinde yaşanılan kaygı ve korku, yetişkinlik döneminde karşımıza klostrofobi olarak çıkabilmektedir.

Ne kadar önemli çocukluğumuz, çocukluğumuzda aldığımız yaralarımız şimdi sırasıyla tekrar tekrar açılıyor…Bastırmış olduğumuz bize ait duygular açığa çıkacak ve bizi o kapalı zindan dan kurtaracak…

Hayat bize sunduklarından daha fazlası farkedin…

Sevgiyle kalın…

Klinik Psikolog Gülsüm Bircan