29 Ekim 2019 günü Cumhuriyetimizin kuruluşunun doksan altıncı yılıydı. O gün hava açık, güneşli, sıcaklık 20 derecenin üstündeydi. Bayramların en güzeli Cumhuriyet Bayramıydı…

Ankara sokaklarında bir hareketlilik vardı. Ankara Belediyesi bayram nedeniyle ulaşımın ücretsiz olmasına karar vermişti. Sokaktaki hareketlilikte ulaşımın ücretsiz olmasının kesinlikle payı vardı. Küçük çocuklar, çocuk arabalarına bindirilmiş yollardaydı. Gençler, yaşlılar, kadınlar, kızlar, delikanlılar, yediden yetmişe kim varsa yollardaydı.

Otobüsler kalabalıktı. Metro kalabalıktı. Kalabalıklar belli bir yöne doğru akıyordu. Bu akışın yönü Anıtkabir’e doğruydu. İnsanlar istekli, kararlı, yürekli ve coşkulu halleriyle Anıtkabir’e doğru gidiyorlardı.

Anıtkabir’e gidenler, Yalnız Ankara ve çevresinden gelenler değildi. Anadolu’nun ve Trakya’nın her kentinden gelenler Anıtkabir’e gidenler arasındaydı. Cumhuriyet coşkusunu Anıtkabir’de Atatürk’le Yaşamak İsteyenler vasıtalarıyla yola çıkmış grup grup yollardaydılar.

Anıtkabir’e girişler polislerce kontrollü olarak yapılıyordu. İlk kontrol noktasından sonra, ikincisi geliyor, onu da üçüncüsü izliyordu. Kontrolden geçmek insanları sıksa da güvenlik açısından gerekliydi. Olay yaşamaktansa kontrolden geçmek daha iyiydi.

Anıtkabir’e girişler iki kapıdan oluyordu. Batı giriş kapısından giriş yapanlar daha çoğunluktaydı. Kadınlar bir taraftan, erkekler diğer taraftan olmak üzere iki koldan giriş yapılıyordu. Kadınlar tarafı daha kalabalıktı. Bundan anlaşıldığına göre Anıtkabir’i ziyarete gelen kadınların sayısı erkeklerden daha az değildi. Ülkemiz ve kadınlar adına sevinmemek mümkün olabilir mi?
Anıtkabir içinde park ve bahçelerin bulunduğu çok geniş bir alan olup, batı kapısının girişinden epey yol aldıktan sonra geniş merdivenlerin bulunduğu alana gelinir. Merdivenlerden sonra da Aslanlı yola çıkılır. Yolun iki tarafında Aslan heykelleri olduğu için bu isim verilmiştir. Yol yürümeye uygundur. Etrafı aslan heykelleri, çiçekler ve ağaçlarla iyice güzelleştirilmiştir.

Aslanlı yolun sonu Zafer Alanı diye isimlendirilen büyük bir alana çıkar. Alanın çevresinde sekiz adet kule vardır. Alan toplanmaya uygun olduğu için insanlar burada toplanır. Alandan sağa sola baktığımızda Anıtkabir’in (Mozolenin) bulunduğu yapı bütün görkemiyle karşımızdadır. Alana göre yüksekte olduğundan basamaklardan çıkılarak Ata’ya, Anıtkabir’e ulaşmak mümkün olur.

O gün zafer alanında kimler yoktu ki; çocuklar, gençler, öğrenciler oradaydı. Orta yaşlılar, yetişkinler oradaydı. Modern giyimli kadınlar, erkekler oradaydı. Ceylan gibi kızlar, delikanlılar oradaydı. Başörtülü kadınların sayısı azdı. Kara çarşaflı olanlar yoktular. Gelmemiş olmalarına sevindim. Kısaca insan varlığımız oradaydı.

İnsanlar bir taraftan gelip, diğer taraftan çıktıkları halde meydanın her köşesi oldukça kalabalıktı. Kalabalığı oluşturan sevimli insanlar birbirlerine oldukça yakındı. Görmeye değerdi.
Kalabalığa baktım. İnsanlar fizik olarak düzgün, güzel insanlardı. Türk sözcüğü güzel anlamını taşıyordu. İnsanların güzelliği bu anlamı doğruluyordu.

Anıtkabir’de bulunmanın, Atatürk’ü yaşamanın en keyifli yanı Mozolenin bulunduğu yapıya çıkmaktır. Bayramlarda çok kalabalık olduğu için mozoleye ulaşmak kolay değildir. Mozoleye adım adım çıkılır. Cumhuriyet bayramında mozoleye çıkarken önümde 8-10 kişiden oluşan gençlik grubu vardı. Gençler sessiz kalmadılar. Onuncu Yıl Marşıyla, İzmir Marşını söylediler. İzmir Marşını söylerken “Yaşa Mustafa Kemal Paşa, Adın Yazılacak Mücevher Taşa” derken sesleri daha gür çıkıyordu. Gençlerle gururlandım. Gençlerin bu duruşu Atatürk’ün gençlere ne kadar güvendiğinin kanıtıydı.

Mozolenin bulunduğu mekana yaklaşıyor, mozolenin önünden ağır geçiliyordu. Sıra bana gelip, mozolenin önünden geçerken mozolenin önünde durdum, şöyle dedim; “Atam sana sevgi, saygı, hürmet, Yaşasın Cumhuriyet”

Atatürk’ü böylece ziyaret edip oradan ayrılanlar Atatürk Müzesi, Atatürk Kitaplığı, Savaş sahnelerinin canlandırıldığı özel bölümleri de ziyaret edip Anıtkabirden ayrılıyorlardı.

Ayrılanlar sanki Atatürk’ü görmüş, onunla bir süre yaşamış gibi oluyordu. Bu ziyaretin verdiği rahatlık gözlerinden okunuyor, gözleri ışıl ışıl parlıyordu. Bu durum Atatürk sevgisini gönülde duymak, içtenlikle yaşamaktı.

Cumhuriyet Bayramında Anıtkabir’de insanlar bir aradaydı. İnsanların yüzleri gülüyordu. Hareketliydiler, renkli ve coşkulu halleri, Atatürk’ü ziyaret etmenin iç huzuruyla Anıtkabir’den ayrılmanın güzelliğini yaşamak bir arada oluyordu.
Karanlığı tekrar yaşamamak için Anıtkabir’de daha kalabalık olunmalıdır. Atatürk karşıtı olmak gerilik, gericiliktir. Atatürk’e nankörlük etmek vatana, millete hainliktir.•

İyilikler Atatürk’ten gelir. Ülkemiz Atatürk’ün izinde koşar adım gidilirse yükselir. Hainliğin tortusunda boğulmak istemiyoruz.

SEVGİLERİMLE.
İletişim
Tel: 0539 979 35 29
Cafer GÜNDOĞDU