“Corona” yazmaktan sıkıldım. Ancak bir aydır yatıyoruz kalkıyoruz corona. İki kişi bir araya gelse sohbet konusu corona. Sokağa çıkıyoruz corona, çıkamıyoruz corona. Evde kalıyoruz televizyonların içi dışı corona. Sadece bizde değil, dünyada ekonomi corona, siyaset corona.

Sosyal medya corona ile sallanıyor. Bu arada “başka yerde yaşayamam” dedirten espri küpü insanlarımız söz konusu corona olsa bile tebessüm ettirecek malzemeleri patlatıyor arkası arkasına.
“Covit-19, Cavit-19 adını alarak Müslüman oldu.” diyenler…
Coronaya türküler yakanlar…

Corona olduğunu öğrenip vedalaşmak için bütün köylüye sarılıp, köyü karantinaya aldıranlar…

Corona testi pozitif çıktıktan sonra hastaneden kaçmaya çalışanlar…
Çin’den gelen virüse yakalanıp ,Çin işkencesi bile yapsan görüştüğü kişileri ele vermeyenler…

Bir de herkesin uzman edasıyla sosyal medyada yaptığı yayınlar var. Tuzu kuru olanlar ayrı telden çalıyor. “Corono”dan mı, stresten mi, yokluktan mı ölsem diye düşünenlerin telleri kopuk aynı telden çalıyor.

Robin Hood’çuluğa soyunanlar ne kadar yardım sever olduklarını sergilemek için sosyal medya billboardlarında boş yer bırakmıyor. Sokağa çıkma yasağı ilan edilmiş. Benim gibi evinde kalması gereken bazı vatandaşlar,“Bu numaradan arayın ihtiyaçlarınızı kapınıza getireyim.” diye yayınlar yapıyorlar. Sokağa çıkma yasağı bize var, ona yok sanki… Hangi kurumdan ehliyetli bilmiyoruz. Tabi sayfasındaki bazı arkadaşlarından “Hülooo!” “Adamsın!” Aslansın!” …

Sokağa çıkma yasağını duyanların kimileri “ Biz çok ohal, sıkı yönetim, sokağa çıkma yasağı gördük.” havasında.
Kimileri kola, çerez, sigara, pişpirik sevdasında.
Kimileri iki ekmek belasında…
Bu arada aileler birbirlerini daha iyi tanıdılar…

Market önlerinde sarılışmadılar belki ama kavga ederken üç beş adamdan tek adam oldular, yerlerde yuvarlandılar. Her zamanki gibi laftaki nezaket, bir anda yerini itişe, kakışa, saldırışa bıraktı.
Günlerce “Maske takılsın mı takılmasın mı?” tartışıldı. Nihayet takılmasına karar verildi. Şimdi “Maske ulaştıydı, ulaşmadıydı”yı tartışıyoruz.

Devlet, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı aracılığıyla 3294 ve 2022 sayılı kanunlar kapsamına girenlere nakit para yardımı yapmaya başladı. Bir çok kişi bu kapsamda olup olmadığını bilmiyor. Alanlar aldı. Bazıları “Bize veren olmadı” deyip evinde bekliyor.

Bu belayı fırsata dönüştürmeye çalışanları unutmadık…
Önümüzde Ramazan Ayı var. Yakında “Oruç tutulursa bağışıklık sistemi zarar görür mü, yararlı mı olur?” tartışmaları başlayacaktır televizyonlarda. Tabi akabinde sosyal medyada kim, kimin dediğine inanırsa onun savunuculuklarıyla dolduracaktır sayfalarını, uzman edasıyla…

Her şeyi tartışabilirsiniz. Aklımız hep ön planda olsun. Kimse kimseyi kırmasın, dökmesin. Karşıt düşüncelere saygılı olalım. Bu günler umarım kısa sürede atlatılır. Sonrasında oturup tekrar konuşalım.
Umarım bir daha “corona” yazmak zorunda kalmam…

Şu illetin bir an önce sona ermesi, insanların yeniden birbirlerine yakın olabilmesi dileklerimle…

BEŞ KÖŞE - Şaban BALTACIOĞLU