Merhaba sevgili okuyucularım zaman nasıl da geçmiş sizinle buluşmaya başlayalı tam bir yıl oluvermiş. Sizler benim yazılarımı paylaştığım bazen dertleştiğim bazen neşelendiğim bazen ülke sorunları ile gündemi yakalamaya çalıştığım, psikolojik olarak da ülke insanlarının sorunlarını beraber gözleme şansı yakaladığım okuyucularımsınız…

Haydi gelin beraber bir yıl da neler neler paylaşmışız birlikte bir göz atıp özet geçelim

İlk paylaşımım ‘‘Cinsiyet Eşitsizliğinde Kadın’’ yazısı ile kadınların toplum içinde var olma savaşına yer verdim. Bu savaş hiç bitmeyecek gibi duruyor…

‘‘Ünüversite Tercihleri yaklaşırken’’ başlıklı yazımda genç arkadaşlarımın tercih yaparken başkalarının değil, kendilerinin hangi meslekte mutlu olurum işimi aşk ile yapabilir miyim sorularına kendileri cevap vermesi gerektiği üzerinde durmuştum.

Diğer bir yazı da duygularımızın kiloya etkisi ile psikolojik sorunların kilo aldırdığı, ‘su içsem yarıyor’ diyenlerin aslında diyetisyen artı psikolog gözetiminde kilo vermesinin daha sağlıklı olacağını da belirtmeden geçmek olmaz.

‘‘Aptal değilim disleksiyim’’ derken disleksinin bir bozukluk olmadığını özel bir farklılık olduğunu, iyi bir eğitimle çok başarılı olunabileceğini paylaşmış ve disleksi olan ünlü bir bilim insanı olan Thomas Edison’ a yer vermiştim.

‘‘Depresyondayım deyip geçme’’başlıklı paylaşımımda depresyonun çok önemli bir rahatsızlık olduğunu çok geç olmadan bir uzmana başvurulmasını belirtmiştim.

Diğer paylaşımım ‘‘Sosyal Medya ve Ruhsal Etkileri’’ ile insanlar, diğerlerinin paylaşımından dolayı yetersizlik duygusu, kıskançlık bağımlılık gibi sorunlar yaşayabileceği üzerinde durmuştum.

‘‘Pandemi Sürecinde Ebeveyn Olmak’’ başlıklı yazımda çocukların ve ailelerin pandemi ile çok fazla zorlandıkları eğitim, oyun alanlarının dar olması, aktivite olarak hareket edememeleri gibi durumların psikolojik etkilerine değinmiştim.

‘‘Adı Verilene Çekmiş’’ başlıklı yazımda aktarımın ile ad koymanın ilişkisini incelemiş sizin yorumlarınıza bakıldığın da adın kişilik oluşumunda etkili olabileceğini belirtmiştim.

‘‘Müzik ve Ninni’’ başlıklı yazımda müziğin psikolojik rahatsızlıklara iyi geldiği ile ilgiliydi.

Olumlu düşünmenin insanı psikolojik olarak iyi hissedip hissettirmediği ile ilgili yazımda olumlu düşünmenin depresyon, anksiyete gibi rahatsızlıklarla başa çıkmada büyük rol oynadığını belirttim.

Birçok bedensel hastalığın temelinde psikolojik rahatsızlıkların olduğunu belirttiğim yazım ‘‘Kendinize Sorun: Bedenim mi, Ruhum mu Hasta’’

Aniden kalp krizi geçirdiğini, boğulduğunu düşünüp öleceği ile ilgili endişelere kapılma belirtileri ile kendini gösteren panik atak ve tedavisi hakkında yazdığım yazımla bu hastalıkla ilgili bilgi paylaşımı yaptım. Diğer bir kaygı bozukluğu olan; Sosyal ortamlarda insan topluluğuna konuşmaktan çekinme ve diğer belirtilerini açıkladığım ‘‘Sosyal Fobi’’ başlıklı yazımla sizlerleydim.Asansör, sinema vb. kapalı alanlarda nefes alamamak, terleme, titreme, kalp çarpıntısı ve diğer belirtilerini açıkladığım ‘‘Kapalı Alanda Kalma Korkusu: Klostrofobi’’ başlıklı yazımda size bu rahatsızlık hakkında açıklamalar yaptım.

Ülkemiz bir deprem hattında bulunmakta ve her dönem acılar yaşanmakta ve biz insanlık olarak vicdanımızı ve işimizi tam yaptığımızda mağduriyetimizin azalacağı konusunda ve göçük altından çıkartılan küçük bedenlerin sevincini yaşadığımız bir zamanın yazısı olarak ‘‘Depremle Gelen İhmalin Adı: Umut ve Mucize’’

Ülkemizin sorunu çocuk cinsel istismarı ile ilgili sizinle ‘‘Çocuk Cinsel İstismarı’’ ve ‘‘Çocuk Olmak’’ başlıklı yazılarımla çocuk cinsel istismarı hakkında tüm insanların eğitilmesi bilinçlenmesi gerektiği konusuna odaklandım.

Pandemi sürecinde tüm insanlık evlerine kapanmış sosyallikten uzak tüm aktivitelerden uzak olmanın getirdiği psikolojik rahatsızlıklar üzerinde durduğum ‘‘Zor Zamanlar’’ başlıklı yazımla sizlerleydim.

Siz kelimelerin gücüne inanır mısınız belki yazımı okuyunca farkındalık oluşmuştur kim bilir yolculuğa çıkan sevdiklerinize ‘‘kazasız belasız git’’ demek yerine, ‘‘neşeyle git neşeyle gel’’ deyivermişsinizdir