Kocaeli Üniversitesi İtfaiyecilik ve Yangın Güvenliği Bölümü mezunu itfaiye eri Nilüfer Yılmaz 2007 yılından bu yana Antalya Büyükşehir Belediyesi'nde görev yaptığını belirtti. İnsanları ve hayvanları çok sevdiğini, onlara yardım etmenin kendisini çok duygulandırdığını söyleyen Nilüfer Yılmaz, "Güzel, kutsal hisler hissettiriyor bana" dedi.

Ev yangınına giderken ilk düşündüğü şeyin içerde bir can olup olmadığı olduğunu belirten Yılmaz, “O aileden hiçbir üyenin zarar görmesini istemiyorum. Maldan önce içerdeki can benim için önemli. En kısa sürede yetişerek onları o mahalden çıkarmak önemli" diye konuştu. 

Hiçbir cana zarar gelmeden yangına müdahale ettiklerinde çok mutlu olduğunu belirten Yılmaz, “O zaman kendimi kahraman gibi hissediyorum" dedi. 

Nilüfer Yılmaz, 7 yaşındaki oğlunun kendisiyle gurur duyduğunu ve büyüyünce onun da itfaiyeci olmak istediğini söyledi.

O CANI SAĞ SALİM KURTARABİLİRSEK BİZDEN MUTLUSU YOK

Akdeniz Üniversitesi İtfaiyecilik ve Yangın Güvenliği Bölümü mezunu olan 10 yıllık itfaiye eri Esma Kurnaz ise itfaiyeciliği seçme nedenini “Sağlık Meslek Lisesi Acil Tıp Teknisyenliği Bölümü mezunuydum. Orada da hayat kurtarıyorduk. Hayat kurtarmak kutsal bir görev olduğu için üniversitede de böyle bir görevde devam etmek istediğim için itfaiyeciliği seçtim" dedi. 

İki çocuğu olduğunu anlatan Kurnaz, çocuklarının da itfaiyeciliği çok sevdiğini, kendisine hep sorular sorduklarını belirtirken, “Buraya geldiklerinde araçlara biniyorlar. Çok seviyorlar itfaiyeciliği. Gurur duyuyorlar benimle" dedi. 

Bir kadın olduğu için yangın karşısında daha duygusal olduklarını anlatan Kurnaz, “Yangına gittiğimizde can kurtarmanın ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. İçerde çocuk var mı yok mu? Ben de bir anne olduğum için akla gelen ilk sorular bunlar oluyor. Orada bir annenin ya da bir babanın çığlık çığlığa bağrışlarını duyunca daha farklı şeyler hissediyoruz. O canı sağ salim kurtarabiliyorsak bizden daha mutlusu yok" diye konuştu. 

Mesleğini severek yaptığını vurgulayan Kurnaz, “İnşallah da yapmaya devam edeceğim" dedi.

ÇOK MUTLUYUM

Atatürk Üniversitesi Fen ve Teknoloji Bölümü mezunu olduğunu belirten Şahsane Kaya da meslektaşları gibi can kurtarmanın çok farklı bir duygu olduğunu belirterek, “Aslında öğretmenim ama her zaman itfaiyecilik yapmak istiyordum. Benim için çok özel bir meslek. Şans beni buralara getirdi. İyi ki de getirdi. Mesleğimi çok seviyorum. Çok mutluyum" dedi. 

Yangına gittiğinde eğer bir ot yangınıysa etrafa zarar verecekse, mal için baktığını ama bir ev yangınıysa önceliğin can kurtarmak olduğunu söyleyen Kaya, “Ben bir anneyim. Bir oğlum var. Benim için can kurtarmak çok farklı bir duygu" dedi. 

Erkek meslektaşlarıyla aynı eğitimleri gördüklerini anlatan Kaya, zaman zaman zorlandıklarını belirtirken, “Bir yaratılışımız bir fiziğimiz var. Biz onlar kadar güçlü değiliz. Ama erkek meslektaşlarımızın anlayışı ve yardımları sayesinde biz de yapıyoruz" diye konuştu.

AKTİF OLARAK YANGIN VE KURTARMALARA GİDİYORUM

Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi Harita Mühendisliği Bölümü mezunu Seda Özdem, 7 yıldır itfaiyede görev yaptığını belirtirken 4 yıldır yangın ve kurtarmalara katıldığını söyledi. "Öncelikle can odaklı çalışıyoruz" diyen Özdem, “Yangına giderken ilk odak noktamız 'İçerde canlı var mı?' oluyor. İçerde canlı yoksa hızlı bir şekilde yangına müdahale edip mal kaybını en aza indirmeye çalışıyoruz" dedi.

Mesleğini çok sevdiğini anlatırken “İtfaiyecilikle tanışmam tesadüfen oldu. Ama iyi ki tanışmışım" diyen Özdem, bir kadın için zor bir meslek olmasına karşın çok mutlu olduğunu söyledi. Üniversite yıllarında dağcılık, trekking ve dalışla ilgilendiğini vurgulayan genç itfaiyeci, “İtfaiyeciliğe başladığımda gördüm ki ilgilendiğim ekstrem sporlarla itfaiyecilikteki kurtarma teknikleri iç içe. Bu yüzden çok yabancılık çekmedim" diye konuştu. 

4 yılda 150'ye yakın yangına gittiğini anlatan Özdem, “Mesleğimizde bizi en çok etkileyen can kaybı. Bunların içinde de en önemlisi çocuk ölümleri" dedi. 

Birkaç yıl önce Manavgat'ın Gültepe köyünde bir ev yangınında 1.5 yaşında bir erkek çocuğun hayatını kaybettiğini belirten Özdem, sözlerini şöyle sürdürdü: “O çocuğu hiç unutmadım. Yangın çok geç fark edildiği için ihbar bize çok geç gelmişti. O çocuk ölümü beni çok etkilemişti. Ağladım ama içimden ağladım çünkü itfaiyeci olarak insanlara güç vermemiz gerekiyor. Duygusal olarak kendimizi tutmak zorundayız. Maalesef yangında can kaybı oldukça kötü. Unutulabilecek bir şey değil."

KADIN İTFAİYE ERLERİMİZ HER TÜRLÜ AKTİF GÖREVDE ÇALIŞIR

Antalya Büyükşehir Belediyesi İtfaiyesi'nde koordinatör olarak görev yapan 24 yıllık itfaiyeci Mustafa Öztürk, ilçelerle birlikte 570 personel ve 42 istasyonla 24 saat görev başında olduklarını belirtti. İtfaiye bünyesinde 20 kadın itfaiye eri bulunduğunu söyleyen Öztürk, kadın itfaiye erlerinin erkek itfaiye erleriyle aynı eğitimi aldıklarını belirterek, “Bir erkek arkadaşımız nasıl tüpü kuşanıp yangına giriyorsa bir kadın arkadaşımız da yangına giriyor bizimle birlikte. Her türlü aktif görevde kadın arkadaşlarımız çalışır" dedi. 

Bir itfaiye erinin yangına giderken giysi ve malzemelerinin ağırlığının 12 ile 15 kilo arasında değiştiğini ifade eden Öztürk, eğitimlerin ise günlük olduğunu vurguladı. DHA